Trafik kazaları, mağdurlar açısından ciddi fiziksel, psikolojik ve ekonomik sonuçlar doğurur. Yaralanmalı kazalarda, tedavi giderleri ve gelir kayıpları gibi maddi zararların yanı sıra manevi tazminat da talep edilebilir. Ancak bu hakların kullanılabilmesi için zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi gerekir.
Zamanaşımı Kavramı
Zamanaşımı, bir hakkın belirli süre içinde ileri sürülmemesi durumunda dava edilebilme imkanının ortadan kalkmasını ifade eder. Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında da bu süreler Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca belirlenir.
Yaralanmalı Trafik Kazalarında Zamanaşımı Süreleri
- Genel Zamanaşımı Süresi (2 Yıl – 10 Yıl): Trafik kazalarında, mağdur zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl, her hâlükârda kaza tarihinden itibaren 10 yıl içinde dava açılmalıdır.
- Ceza Davasına Bağlı Zamanaşımı (Daha Uzun Süre): Trafik kazası aynı zamanda ceza davasına konu olmuşsa (örneğin taksirle yaralama), tazminat davası için ceza davasındaki zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda süre genellikle 15 yıla kadar uzayabilir.
- Sigorta Şirketine Karşı Zamanaşımı: Zorunlu trafik sigortacısına karşı açılacak davalarda da aynı süreler geçerlidir (2 yıl – 10 yıl). Sigorta şirketine başvuru yapıldıktan sonra süreler kesilebilir veya durabilir.
Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Başvuru Önceliği: Öncelikle sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmalı, ödeme yapılmazsa dava açılmalıdır.
- Delil Toplama: Kaza tespit tutanağı, kusur raporu, sağlık raporları ve maluliyet raporları zamanaşımı süresi dolmadan hazırlanmalıdır.
- Avukat Desteği: Sürelerin yanlış hesaplanması hak kaybına yol açabilir; bu nedenle uzman bir avukattan destek alınması önemlidir.
Yaralanmalı trafik kazası davalarında zamanaşımı sürelerinin bilinmesi ve bu süreler içinde hareket edilmesi, mağdurların haklarını etkin bir şekilde savunabilmesi için kritik öneme sahiptir. Avukat desteği, bu sürecin doğru yönetilmesinde önemli bir rol oynar.




